Ziya Paşa'nın "Terkib-i Bend" Şiiri Üzerine Derin Bir Sohbet
Ziya Paşa'nın "Terkib-i Bend" Şiiri Üzerine Derin Bir Sohbet
Merhaba sevgili okurlar,
Bugün sizlerle Tanzimat edebiyatının önde gelen isimlerinden biri olan Ziya Paşa’nın unutulmaz "Terkib-i Bend" şiiri üzerine derin bir yolculuğa çıkacağız. Bu şiir, dönemin sosyo-politik eleştirilerini barındıran zengin bir metin olarak karşımıza çıkıyor. Beyitleri tek tek inceleyerek hem Ziya Paşa’nın ustalığını hem de günümüzle olan çarpıcı benzerliklerini ele alacağız. Hazırsanız, başlayalım.
İkbâl için ahbâbı siâyet yeni çıktı,
Bilmez idik evvel bu dirâyet yeni çıktı.
"Yükselmek, iyi bir makama gelmek için dostlarını çekiştirmek yeni çıktı, Önceleri bilmezdik, bu beceri yeni çıktı."
Ziya Paşa, bu beyit ile toplumdaki ahlaki çöküşe dikkat çekiyor. Makam ve mevki elde etmek için insanların dostlarını çekiştirmesi, onları kötülemesi ne yazık ki yeni bir durum değil. Günümüzde de benzer durumlarla karşılaşmak mümkün. İş dünyasında, siyasette veya sosyal çevrelerde, bireylerin yükselmek için başkalarını kötülemesi yaygın bir taktik haline geldi. Bu durum, insan ilişkilerinin ne kadar yozlaştığını ve güven duygusunun zedelendiğini gösteriyor.
Sirkat çoğalıp lâfz-ı sadâkat modalandı,
Nâmus tamam oldu hamiyyet yeni çıktı.
"Hırsızlık çoğalıp sadakat sözü moda haline geldi, Namusu bitirdik, hamiyet yeni çıktı."
Bu beyitte, Ziya Paşa, hırsızlığın ve ahlaki çöküşün yaygınlaştığını ve sadakatin sadece bir söz olarak kaldığını dile getiriyor. Namus kavramının içi boşalmış, hamiyet yani vatanseverlik veya fedakarlık gibi değerler yerine geçmiştir. Günümüzde de ne yazık ki benzer bir tablo ile karşı karşıyayız. Toplumda güven, dürüstlük ve namus gibi değerler zayıflarken, bireyler çıkarları doğrultusunda hareket etmeye daha fazla meyilli hale geldi.
Düşmanlara ahbâbını zemm oldu zerafet,
Dildardan ağyâra şikâyet yeni çıktı.
"Düşmanlara dostları yermek bir incelik oldu, Gönül dostlarından yabancılara şikayet yeni çıktı."
Ziya Paşa, burada dostların düşmanlara yermenin, eleştirmenin bir incelik olarak görüldüğünü ifade ediyor. Gönül dostlarından yabancılara şikayet etmek ise yaygınlaşmış durumda. Bu, toplumsal bağların ne kadar zayıfladığını ve güvenin nasıl erozyona uğradığını gösteriyor. Modern toplumda da benzer bir durum söz konusu. Sosyal medya ve diğer platformlarda insanlar, özel meselelerini bile yabancılarla paylaşma eğilimindeler, bu da güven duygusunun kaybolmasına yol açıyor.
Sâdıkları tahkîr ile red kaide oldu,
Hırsızlara ikram ü inayet yeni çıktı
"Sâdık olanları aşağılama ve reddetme kural haline geldi, Hırsızlara ikram ve yardım etmek yeni çıktı."
Ziya Paşa, burada sadık ve dürüst insanlara değer verilmediğini, aksine onların aşağıladığını ve reddedildiğini ifade ediyor. Hırsızlara, sahtekarlara ise ikram ve yardım ediliyor. Bu durum, günümüzde de oldukça tanıdık. Dürüstlük, sadakat gibi erdemler bazen değersiz görülürken, çıkarcı ve bencil insanlar ödüllendiriliyor. Bu, toplumsal çürümenin en bariz göstergelerinden biridir.
Hak söyleyen evvel dahi menfûr idi gerçi,
Hainlere amma ki riayet yeni çıktı.
"Gerçi doğruyu söyleyenler daha önce de nefretle karşılanıyordu, Lakin hainlere tâbi olmak yeni çıktı."
Ziya Paşa, burada doğruyu söyleyenlerin tarih boyunca nefretle karşılandığını, ancak hainlere tâbi olmanın yeni bir trend olduğunu ifade ediyor. Günümüzde de benzer bir tablo görüyoruz. Doğruları dile getiren kişiler, eleştirilip dışlanırken, çıkarları uğruna her türlü hileyi yapanlar desteklenebiliyor. Bu, toplumsal ve ahlaki değerlerin ne denli yozlaştığını gösteriyor.
Evrak ile ilân olunur cümle nizâmât,
Elfâz ile terfîh-i ra'iyyet yeni çıktı.
"Bütün düzenlemeler yazılı sayfalarla [belgelerle] ilan olunur, Söz ile maiyetindekilerin terfi ettirilmesi yeni çıktı."
Ziya Paşa, burada düzenlemelerin resmi belgelerle ilan edildiğini, ancak sözle insanları terfi ettirmenin yaygınlaştığını ifade ediyor. Günümüzde de benzer bir durum söz konusu. Resmi prosedürler ve kurallar yazılı olsa da, ilişkiler ve sözler üzerinden yapılan terfiler, atamalar oldukça yaygın. Bu da liyakatin önemini yitirdiğini ve adaletin zedelendiğini gösteriyor.
Âciz olanın ketm olunur hakk-ı sarîhi,
Mahmîleri her yerde himâyet yeni çıktı.
"Güçsüz olanın en temel hakkı saklanır, [Ancak] Himaye görenleri her yerde korumak yeni çıktı."
Ziya Paşa, burada güçsüz ve savunmasız olanların haklarının gizlendiğini, himaye görenlerin ise her yerde korunduğunu ifade ediyor. Günümüzde de benzer bir tablo mevcut. Zayıf ve savunmasız bireylerin hakları sıkça göz ardı edilirken, güçlü ve himaye görenler her türlü korumaya sahip oluyor. Bu durum, toplumsal adaletin ne denli zedelendiğini ve güçlünün her zaman haklı olduğunu gösteriyor.
İsnâd-ı ta'assub olunur merd-i gayûra,
Dinsizlere tevcîh-i reviyyet yeni çıktı.
"Gayretli kişiler taassubla suçlanır [ken], Dinsizlerin düşüncelerine paye vermek yeni çıktı."
Ziya Paşa, burada gayretli ve çalışkan kişilerin taassubla suçlandığını, ancak dinsizlerin düşüncelerine değer verildiğini ifade ediyor. Günümüzde de benzer bir tablo görmek mümkün. Çalışkan ve dürüst insanlar çeşitli ithamlarla karşılaşırken, değerlerden uzak bireylerin düşünceleri ve eylemleri daha fazla ön plana çıkıyor. Bu da toplumun değer yargılarının ne kadar değiştiğini ve yozlaştığını gösteriyor.
İslam imiş devlete pâ-bend-i terakki,
Evvel yoğ idi işbu rivâyet yeni çıktı.
"Devletin yükselmesine ayak bağı olan İslamiyet imiş, Önceden yoktu, bu söylenti yeni çıktı."
Ziya Paşa, burada İslamiyet'in devletin gelişmesine engel olduğu yönündeki söylentilere dikkat çekiyor. Bu tür söylemler, günümüzde de zaman zaman gündeme getiriliyor. Toplumda, dini ve kültürel değerlerin modernleşmenin önünde engel olduğu yönünde tartışmalar yapılabiliyor. Ancak bu tür söylemler, tarih boyunca çeşitli dönemlerde ortaya çıkmış ve toplumsal huzursuzluklara neden olmuştur.
Milliyyeti nisyan ederek her işimizde,
Efkâr-ı Firenge tebaiyyet yeni çıktı.
"Millî benliğimizi unutarak, her işimizde, Batılıların fikirlerine tabi olmak [uymak] yeni çıktı."
Ziya Paşa, burada millî benliğin unutulduğunu ve her işte Batılıların fikirlerine tabi olunduğunu eleştiriyor. Günümüzde de benzer bir durumla karşılaşmak mümkün. Kendi kültür ve değerlerimizi göz ardı edip, Batılı yaşam tarzını ve düşüncelerini benimsemek, toplumda yaygın bir eğilim haline geldi. Bu durum, millî kimliğin ve kültürel değerlerin erozyona uğramasına yol açıyor.
Eyvah bu bâzîçede bizler yine yandık,
Zîra ki ziyan ortada bilmem ne kazandık.
"Eyvah bu oyunda bizler yine yandık, Çünkü kayıp ortada, bilmem biz ne kazandık."
Ziya Paşa, burada toplumsal çöküş ve yozlaşma karşısında duyduğu üzüntüyü dile getiriyor. Oyunun sonunda, kayıpların ortada olduğunu ve ne kazanıldığını bilmediğini ifade ediyor. Bu durum, günümüzde de geçerliliğini koruyor. Toplumsal ve ahlaki değerlerin erozyona uğraması, bireylerin ve toplumların büyük kayıplar yaşamasına neden oluyor. Ne yazık ki, bu kayıpların telafisi de çoğu zaman mümkün olmuyor.
Günümüzle Olan Bağlantılar ve Sert Eleştiriler
Ziya Paşa’nın bu beyitlerinde dile getirdiği toplumsal eleştiriler, günümüzde de geçerliliğini koruyor. Toplumsal değerlerin yozlaşması, ahlaki çöküş, adaletin zedelenmesi ve güven duygusunun kaybolması gibi konular, modern dünyada da büyük sorunlar arasında yer alıyor.
Bugün, sosyal medyanın etkisiyle insanlar arasında güven duygusu daha da zayıflamış durumda. Yalan haberler, sahte profiller ve manipülatif içerikler, toplumda güvensizliğin artmasına yol açıyor. Ayrıca, bireylerin çıkarları doğrultusunda hareket etmesi ve ahlaki değerlerin göz ardı edilmesi, toplumsal çürümenin en bariz göstergeleri arasında yer alıyor.
Adalet sisteminin zayıflaması, liyakatin önemini yitirmesi ve güçlü olanın her zaman haklı olduğu düşüncesi, toplumsal huzursuzluğa neden oluyor. Zayıf ve savunmasız bireylerin haklarının göz ardı edilmesi, toplumsal adaletin zedelenmesine yol açıyor. Bu durum, toplumda büyük bir eşitsizlik ve adaletsizlik hissiyatının yayılmasına neden oluyor.
Ayrıca, millî benliğin ve kültürel değerlerin göz ardı edilmesi, toplumların kimlik krizine yol açıyor. Batılılaşma ve modernleşme sürecinde, kendi değerlerimizi unutarak başka kültürlere tabi olmak, kimlik kaybına neden oluyor. Bu durum, toplumun kendi köklerinden kopmasına ve kültürel değerlerin erozyona uğramasına yol açıyor.
Sonuç olarak, Ziya Paşa’nın "Terkib-i Bend" şiirinde dile getirdiği toplumsal eleştiriler, günümüzde de geçerliliğini koruyor. Bu durum, tarihin tekerrür ettiğini ve toplumsal sorunların nesiller boyunca devam ettiğini gösteriyor. Toplumsal değerlerin yeniden kazanılması ve ahlaki çöküşün önlenmesi için bireylerin ve toplumların bilinçlenmesi büyük önem taşıyor.
Sevgili okurlar, umarım bu yazı, Ziya Paşa’nın derin ve anlamlı beyitlerini daha iyi anlamanıza yardımcı olmuştur. Toplumsal sorunlar karşısında duyarlı olmak ve değerlerimize sahip çıkmak, hepimizin sorumluluğudur. Bir sonraki yazıda görüşmek üzere, sevgiyle kalın.
0 YORUMLAR
Bu KONUYA henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu sen yaz...