Kazakistan Olayları...

Kazakistan Olayları...

Orta Asya’nın yeraltı zenginlikleri açısından en zengin ülkelerinden biri Kazakistan. Bu sebeple bağımsızlığını kazanmış olsa bile hiçbir zaman kendisini Rus etkisinden kurtaramamıştır. Daha doğrusu Rusya SSCB dağıldıktan sonra da bu topraklardaki etkinliğini yitirmek istememiş ve tarihi yakınlığından dolayı bu topraklardaki en etkili ülke konumunda olmuştur.

Durum böyle olsa da Kazakistan diğer Türki Cumhuriyetlerin yanında SSCB’nin dağılmasından sonra istikrarını en iyi şekilde koruyan ve gelişen bir devlet konumunda olmuştur. Bunda en büyük pay ise Kazakistan topraklarının Petrol, Doğalgaz ve Uranyum açısından oldukça zengin olması. Bununla birlikte bu zenginlik o coğrafyada birçok zorluğu da beraberinde getirmiştir. Bir taraftan Rusya diğer taraftan Çin’in siyasi etkileriyle uğraşmak zorunda kalan ülke oldukça büyük bir coğrafyada varlığını sürdürebilmiştir.

Bu bağlamda ülkenin bağımsızlığını kazandığı günden bu yana en güçlü ve bilinen lideri Nursultan Nazarbayev ülkenin gelişiminde önemli rol oynamıştır. 1991 yılından bil itibar 2019 yılına kadar ülkeyi yöneten Nazarbayev herhangi bir siyasi karışıklığa mahal vermeden gerektiği yerde Rus gerektiği yerde Çin ile yakınlaşarak dengeleri gözetmiş ve halka da kendisini sevdirmişti. 2019 yılında görevini Tokayev’e devreden Nazarbayev buna rağmen ülkenin en güçlü kişisi olma unvanını kaybetmemiştir. Peki ne oldu da ülke bir anda karışıklığa sürüklendi?

Beklenmedik Protestolar…

Ülke bu zamana kadar bu denli ciddiye alınabilecek bir siyasi çatışma yaşamadı. Peki bugün ne değişti de bu duruma gelindi?

Dünya genelinde artan ve pandemi etkisiyle daha da katlanan ekonomik olumsuzluklar ve hayat pahalılığı aslında bunun altında yatan temel neden. Bir diğer neden ise her ülkede olduğu gibi Kazakistan’da yapılan petrol zamları. Ülkenin petrol açısından zengin bir ülke olması bu zamların gerekliliği konusunda halkı ikna etmiş gözükmüyor. Diğer taraftan protestoların bir hükümet karşıtı eyleme dönüşmesi ve akabinde de hükümetin dış destek için Rusya’dan yardım istemesi işi çok farklı bir boyuta taşımış görünüyor. Ülkenin farklı noktalarında ortaya çıkan gösteriler ilerledikçe siyasi bir kimliğe bürünmüş ve netice olarak da 164 kişinin öldüğü ciddi bir kalkışmaya dönüşmüştür.

Protestoların şiddet eylemlerine dönüşmesi bilindik bir senaryonun oynanmaya başlandığını gösteriyor. Haklı olarak hayat pahalılığını protesto etmek isteyen sivil halkın kışkırtılarak hükümet karşıtı ve siyasi şiddet olaylarına yönlendirilmesi büyük ülkelerin etkili olmak istedikleri ülkelerde oynadığı en bilinen oyunlardan. Nitekim yapılan araştırmalar ve devlet verileri protestolara başlayan sivil halk ile olayların şiddet olaylarına evrilmesinden sonraki gruplar arasında büyük farklılık olduğunu ortaya koymaktadır. Kimine göre bu durum hükümet içindeki çatlaktan kaynaklanırken kimine göre Rusya’nın bölgede etkisini daha da artırma senaryosu kimine göre ise ABD’nin Rusya’nın dikkatini Ukrayna ve Karadeniz’den farklı bir noktaya çekmek için hazırladığı bir tezgâh. Tabi bunların hepsi bir varsayım ancak büyük resmi görmek olayları anlamayı daha da kolaylaştıracaktır.

Büyük Resme Bakmak Gerekiyor…

Halk tarafından başlatılan masum protestoların şiddet eylemlerine dönüşmesi acaba Tokayev ve Nazarbayev’in bir hesaplaşması olabilir mi? Diğer taraftan Rusya ve ABD’nin dünyanın her noktasında didişme halinde oldukları düşünülürse her iki ülkenin de bir çıkar çatışması olarak değerlendirilebilir mi ve Çin bunun neresinde?

Aslında burada üstünde durulması gereken en önemli nokta Kazakistan’daki siyasilerin çekişmeleri olmalıdır. Nitekim iç siyasette güçlü olan ülkeler kolay kolay dışarıdan karıştırılamıyor. Bu yüzden Cumhurbaşkanı Tokayev’in Nazarbayev’e yakın olan kadrolarla ilgili bir çekincesi ve kendisini ispatlama düşüncesinde olduğu anlaşılıyor. Zira Ulusal Güvenlik Komitesi başkanı ve Nazarbayev’e yakınlığıyla bilinen Kerim Mansimov’un tutuklanması bu hesaplaşmanın en bariz örneği olarak gösterilebilir.

Sonuç Olarak…

Sonuç olarak bu gerginliğin kimin işine yaradığına bakmak lazım. Tokayev olaylar çığırından çıktığından KGAÖ (Kolektif Güvenlik Antlaşması Örgütü)’den yardım istemesi ve Rusya’nın başını çektiği bu örgütün hemen bu isteğe cevap vermesi oldukça manidar. Nitekim kısa süre içerisinde binlerce Rus askeri Kazakistan’a giriş yaptı ve şu günlerde olaylar duruldu ve gündemden düşmüş oldu. Bu hamlesiyle Rusya önemli bir nüfuza sahip olduğu bölgelerde gerçekleşen siyasi olaylar karşılığında asla sessiz kalmayacağını ve gerekli müdahaleleri yapacağı bütün dünyaya ilan etmiş oluyordu. Tabi bu sadece bir askeri müdahaleden ibaret değil. Siyasi nüfuz açısından da Kazakistan’da etkisini artırmak ve o toprakların her türlü zenginliğinden faydalanmak için de önemli bir fırsatı elde etmiş oluyor Rusya.

Bütün bunlar neticesinde Kazakistan zaman içerisinde Avrupa ve Rusya arasında dengeli bir politika ile var olurken bu son gelişmeler ülkedeki Rus etkisinin artmasına sebep olmuştur. Bunun doğuracağı sonuçları ise zaman gösterecektir.

0 YORUMLAR

    Bu KONUYA henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu sen yaz...
YORUM YAZ